Çeviri Üzerine Notlar 1

0
  • 29 Kasım 2012 Perşembe
  • Etiketler:

  • ÇEVİRİ   ÜZERİNE   NOTLAR
    Çeviri güçlüklerle dolu bir uğraştır; kimi kuramcılar çevirinin olanaksızlığını bile ileri sürmüşledir. Gerçekten iyi
    çevirilerin azlığı ve şiir gibi yazın türlerinin çevrilmesin-deki güçlükler bu düşünceyi destekler niteliktedir. Ne var ki
    bütün güçlüklerine karşın çeviri yapılmaktadır ve az da olsa başarılı çeviri örnekleri vardır.
    Çeviri iki (kaynak ve erek) dil arasında bir eşdeğerlik kurma sorunu olarak tanımlanmaktadır. Bu eşdeğerliğin
    niteliğinin anlaşılması çevirinin anlaşılmasını kolaylaştırabilir. Kimi benzerlikler olsa bile diller arasında (akraba diller
    arasında bile) yapısal bir eşdeğerlikten söz edilemez. Açıkçası bir dilde bir sözcükle anlatılan bir olgu başka bir dilde
    bir söz öbeği ya da bir cümlecikle anlatılabilir. (Örn. the baby who is crying: ağlayan bebek) ya da sözgelimi belli bir
    dilbilgisi ulamı için bir dilde tek bir biçim varken (örn. -ebil) öteki dilde birden çok biçim bulunabilir, (örn. can, may,
    might vb.) Öyleyse yapısal eşdeğerlikten çok anlam eşdeğerliğinden söz etmek daha uygun olabilir. Ancak bu da
    yetmez. İki dilin birimleri arasında kullanım (ya da işlev) eşdeğerliği de kurulmuş olmalıdır. Bu bakımdan kullanım
    bağlamının bilinmesi önem taşır. Bilim metinleri gündelik dille aktarılmayacağı gibi, gündelik konuşma metinlerinin
    yazın dili biçimiyle çevrilmesi de gülünç olur. Bu nedenledir ki iyi çevirmenler genellikle çalışmalarını belli bir yazar,
    belli bir tür ya da belli bir konuyla sınırlama eğilimindedirler.
    Bu genel belirlemelerden sonra Türkçe-İngilizce çevirilerdeki kimi sorunlara değinebiliriz. (Bu sorunlar oldukça
    çok boyutludur, ilerdeki bölümlerde yeri geldikçe ayrıntılı açıklamalar yapılacaktır.)
    Genel sorunlar İngilizce ve Türkçe’nin iki ayrı dil ailesine bağlı olmasından kaynaklanan yapı ve anlatım
    sorunlarıdır. (Bilindiği gibi İngilizce Hint-Avrupa kökenli bir dildir, Türkçe ise Altay dilleri ailesindendir. Öte yandan
    günümüzde dillerin evrensel özellikleri üzerinde önemle durulmaktadır. Çeviri yapılabilmesi de büyük ölçüde bu
    özelliklerle açıklanmaktadır.)
    Temeldeki bu ayrılık en belirgin biçimde iki dilin tümce kuruluşuna yansımıştır. Türkçe tümceler ilke olarak öznenesne-yüklem (SOV) düzeninde yapılandıkları halde İngilizce tümceler özne-yüklem-nesne (SVO) düzenindedir.
    Bunun sonucu çeviriye ilk başlayan öğrencide I go to school (okula giderim) tümcesi yerine Türkçe yapılanmaya
    uygun olarak I to school go / I am to school going türünden çeviri örneklerine rastlanmaktadır. Çeviri yapan
    öğrenciye öncelikle bu temel ayrıntının sezdirilmesi gerekir.
    Bununla ilgili bir başka konu İngilizce de sözcük sırasının daha katı ve belirleyici olmasına karşılık Türkçe’de
    sözcüklerin sıralanması konusunda sınırlamaların daha az olmasıdır. Örn.
    John killed the lion (John aslanı öldürdü) ile
    The lion killed John (Aslan John'u öldürdü)

    tümceleri aynı sözcüklerden oluştukları halde aralarında büyük bir anlam ayrımı vardır. Bu ayrına İngilizce
    tümcelerde sözcük sıralarının değişmesinden ileri gelmiştir.
    Oysa,
    Mehmet aslanı öldürdü
    yada
    Aslanı Mehmet öldürdü
    Öldürdü aslanı Mehmet.
    tümceleri (vurgulama ayrımları dışında) eşanlamlıdır. Bu tümcelerde sözcük sıraları değiştiği halde özne ve
    nesne (işi yapan ve etkilenen) değişmemiştir.
    Türkçe ve İngilizce arasında önemli ayrımlardan birisi de İngilizce’de genellikle yalın ad öbeği ya da ilgeç öbeği
    (prepositional phrase) ile anlatılan durumların Türkçe’de durum takılarıyla anlatılmasıdır. Örn.
    I saw the man (Adam-ı gördüm. Adam-ı belirtme durumu)
    I gave the man a book (Adam-a kitap verdim, adam-a: yönelme durumu).
    Görüldüğü gibi the man bir yerde adamı, bir yerde adama biçiminde çevrilmiştir. Dillerin temelindeki
    yapılanmayı bilmeyen öğrenciye şaşırtıcı gelebilecek bir olgudur bu. Öte yandan:
    I saw the man in the room (Adamı odada gördüm)
    I saw the man at the door (Adamı kapıda gördüm)
    I saw the man on the roof (Adamı çatıda gördüm)
    tümcelerinde siyah yazılı söz öbeklerindeki in, on, at, sözcüklerinin üçü de Türkçeye -de, -da biçiminde
    çevrilmiştir; yapısal eşdeğerlik arayan öğrenci için bu da bir sorundur.
    İki dilin değişik yapılanmalarından ileri gelen bir başka temel sorun da Türkçe’nin bitişimli (agglutinating),
    ingilizcenin yalınlayan (isolating) bir dil olmasının ortaya çıkardığı sorunlardır. İngilizce de  belli ölçülerde eklerin ard
    arda dizilmesi olanağı bulunsa bile (örn. care, careless, carelessness vb), Türkçe’de zaman, görünüş, kip ve kişi
    eklerinin bir sözcükte iç içe geçmesi özellikle Türkçe’den İngilizce’ye çeviri güçlüğünü artıran konulardan birisidir.
    Örneğin (Henüz) tanıştırılmadık gibi bir Türkçe tümcede sırasıyla tanı -(kök), + işteşlik (ş) + ettirgen (-tır) + edilgen
    (-ıl) + olumsuz (-ma) + zaman eki (-dı) ve kişi eki (-k) vardır. Böylece bir ayrıştırmaya zihinsel olarak alışık olmayan
    çeviri öğrencisinin güçlükleri ortadadır. Bunun bir uzantısı olarak Türkçe ingilizce arasında temel ve yan tümcelerin
    dizilişi açısından da ayrımlar vardır. Şu örnekleri karşılaştıralım:


    Dilbilimin bir bilim oldu  ğ   u     ö   ne s  ü  r  ü   lmektedir.
    1 (yan tümce)                       2 (temel tümce)
    It is maintained that linguistics is a science.
    temel tümce (2)                         yan tümce (1)
       D  ü   nyanı   n yuvarlak oldu  ğ   u bilinmektedir.
    1                               2
    It is known that    the earth is round   :
    2                                       1
    Bu örnekler ingilizce ve Türkçe’de yan ve temel tümce sıralarının birbirinin tersi olduğu kanısını uyandırabilir.
    Şimdi de şu örnekleri inceleyelim:
       Öğ   retmeni dinler g  ö  r  ü   nmesine kar   şı  n hep    futbol ma   çı  nı   d   üşü  n  ü   yordu.
    1                                                    2
    Although he pretended to listen to the teacher,  he was thinking of the
    1                                                             2
    football match all the time.
    Bu tümcelerde sıralamada bir değişiklik görülmüyor. (İngilizce de yan tümcenin temel tümceden sonra gelebilir
    olması ayrı bir konudur): bu nedenle, ingilizce ye çeviri yaparken sondan başlayınız gibi genellemelerden kaçınmak
    gerekir. Sıfat tümceciklerin-de de iki dil arasında ayrımlar görülebilir:
    Babası  disipline inanan   bir kimsedir.
    1 2                          1
    His father is a man  who believes in discipline.       ,
    1                                2
       Masanı   n   ü   zerindeki kitap karde  ş   imindir.
    1                                 2
    The book which is on the table is my sister's.
    1                          2                             2Görüldüğü gibi adı niteleyen sıfat tümceciği (inanan kimse / masanın üzerindeki kitap) Türkçe’de nitelediği
    addan önce geldiği halde İngilizce de addan sonra gelmektedir. Bunun yanı sıra nitelenin yerindeki değişiklikler
    nedeniyle temel ve yan tümce sıralanmalarında da değişiklik ve aralanma görülmektedir. Türkçe’nin etkisinde
    kalınarak düşülen bir iki yanılgıdan söz ederek bu bölümü bitirebiliriz. Onu geçen gün gördüm / Ona geçen gün
    rastlarım. Oraya geçen gün gittik gibi tümcelerde geçen -e, -a ve -ya takıları I went to school yesterday gibi
    yapılardan örneksenerek  to kullanılp çevrilmektedir; oysa İngilizce him (ona/onu), there / (oraya, orada) sözcükleri
    bu anlamları içerdiklerinden böyle kuruluşlar yanlış olmaktadır. Müzikten hoşlanırım. Savaş filmlerinden nefret
    ederim gibi tümcelerde geçen -den, -dan takısı için de aynı şeyler söylenebilir. (I like music. I hate war films,
    yeterlidir; from kullanılmasına gerek yoktur.)


    Genel çizgileriyle değindiğimiz bu temel ayrımlara son olarak sözcüklerle ilgili bir iki güçlüğü ekleyelim. En başta
    çok anlamlılıkla ilgili sorunlar söz konusudur. Örnekler: evde kalmak (to stay at home), sınıfta kalmak (to fail); göz
    (eye, drawer, spring); durum (condition, situation, state, circumstance) iç (inside, interior, stomach, internal) : kat
    (fold, layer, story, quantity) : oyun (game, play, jest, dance); orta (middle, central, mean) dil (tongue, language,
    index, bolt). Bu sözcüklerin yalnızca sözlük anlamına dayanarak çeviri yaptığımızı düşünsek şöyle gülünç örneklerle
    yüz yüze gelebiliriz: "the eye of the table (drawer); "a man of central height (a man of medium height); "the writer of
    a game (playwright)"  "he speaks two tongues (he speaks two languages). Bu nedenle sözcüğü sözcüğüne aktarım
    yerine Türkçe ya da ingilizce bir sözcük ya da söz öbeği yerine ne kullanıldığını bilmek önemlidir. Bu açıdan
    sözcüklerin birlikteliği önem taşımaktadır. Örn. kapıyı çalmak (to knock at the door), yan çizmek (to slip away),
    darda kalmak (to be in difficulties), doğru çıkmak (to prove to be right), dümen kırmak (to change course) emek
    vermek (to labour) gibi örneklerde görüldüğü gibi birlikte kullanılan sözcükler iki dilde tümüyle ayrıdır. Birliktelik
    konusu son olarak İngilizce ilgeçlerin (preposition) çevirisinde yabancı çevirmenin özel bir dikkat göstermesi
    gerektiğini anımsamamızı gerektirmektedir. Şu örnekleri düşünelim: birinden özür dilemek: apologize to (from değil);
    bir şeyle beslenmek: feed on (with değil); bir yere varmak: arrive in (on, at) (to değil); birşey için para harcamak:
    spend on (for değil). Ayraç içindeki Türkçe’ye uygun düşen ilgeçleri kullanarak çeviri yapmak çevirmeni yanılgıya
    sürükleyecektir. Deyimlerin, argo, teklifsiz dil kullanımı, yazın dili gibi değişik dil kesitlerinin ortaya çıkaracağı
    sorunlar ve yerel görenek ve ulusal kültür yönelimli sözcük ve anlatımların çıkaracağı güçlükler de bunlara
    eklenmelidir.
    Özetle Türkçe-İngilizce çeviri çalışması iki dili, dillerin yansıttığı dünya görüşünü iyi bilmeyi, diller arasında
    yukarıda sözü edilen genel ayrımlar ve bundan sonraki bölümlerde belirtilecek özgül ayrımlara kaşı duyarlı
    davranmayı gerektirmektedir. Özellikle örnek yapı ve açıklamalar dikkatle incelenir ve duyarlıkla davranılırsa temel
    yanılgılardan kaçınmak zor olmayacaktır.
    Bu kitabın hazırlanmasında özellikle her iki dildeki temel yapılar ele alınmış ve bu yapıları içeren bol örnekler
    verilmiştir. Türkçe’den ingilizce ye olan çevirilerde tüm olasılıklar cevap anahtarında verilmemiş, sadece bizce
    istenen yapıya en uygun olan birisi verilmiştir.
    Ayrıca kitap hazırlanırken ilke olarak tüm yabancı dille öğretim yapan okulların, üniversite hazırlık
    sınıflarının, üniversitelerin dil bölümlerinin, yurt dışı göreve atanacakların, bankacıların, doçentlik ve
    profesörlük sınavlarına hazırlananların ve basın dili üzerinde çalışma yapanların gereksinmeleri göz önünde
    tutularak bu alanlara hizmet amaçlanmaktadır. Kitabın bu baskısına tümce ve metin düzeyinde ekler yapılmış,
    ayrıca özellikle Türkçe-İngilizce çeviriyi kolaylaştıracak çok yararlı olduğunu düşündüğümüz, sıklıkla
    kullanılan sözcüklerden oluşan bir sözlük eklenmiştir.

    Büyük bir özen, uzun bir çalışma ve deneyim sonucu meydana getirilen bu yapıtın diğer yapıtlarımızda olduğu
    gibi tüm okurlarımızın beğenisini kazanacağını umuyoruz.




    0 yorum:

    Yorum Gönder